| Ülke ve Bayrağı | Nüfus | Başkent |
|---|---|---|
| Rusya | 142,893b | Moskova |
| Gürcistan | 4,661b | Tiflis |
| Azerbaycan | 7,961b | Bakü |
| Türkiye | 75,427b | Ankara |
| Kıbrıs Cumhuriyeti | 760b | Lefkoşa |
| Ermenistan | 5,067b | Erivan |
| Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti | 265b | Lefkoşa |
| Dağlık Karabağ Cumhuriyeti | 141b | Hankendi |
| Güney Osetya | 72b | Şinval |
| Abhazya | 216b | Sohum |
Sivrihisar Gezilecek Yerler
Nasrettin Hoca’nın doğduğu köyü, Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’nin baş tapınma merkezi Pessinus ve Balıkdamı Kuş Cenneti’ni barındıran Sivrihisar ilçesi bir turizm merkezi olmaya aday.
İlk durağımız Nasrettin Hoca’nın doğduğu Sivrihisar’ın Hortu köyü. İki mahalleden (Hortu ve Yunus Emre) oluşan köy 1999 yılında belde yapılmış ve adı Nasrettin Hoca olarak değiştirilmiş. Nasreddin Hoca beldesi gerçekten çok farklı bir yer. Binalara Hoca’nın fıkralarını anlatan resimler ve sözler asılmış. Beldede birçok park, spor sahası, Nasrettin Hoca ve Atatürk heykeli var. Bilim adamları Hoca’nın doğduğu evin yerini bulmuş ve dönemin özelliklerine uygun bir Nasreddin Hoca evi de inşa edilmiş.
Nasrettin Hoca’nın (1208-1284) Hortu (Nasrettin Hoca Beldesi) köyünde doğduğu, babasının köyün imamı Abdullah Efendi, annesinin de Sıdıka Hatun olduğu kabul ediliyor. Sivrihisar’da medrese eğitimi gören Hoca babası ölünce Hortu’ya dönerek köyün imamı olmuş. 1237 yılında Akşehir’e yerleşen Hoca ölene dek orada yaşamış. Medreselerde ders okutan, kadılık yapan Nasrettin Hoca’nın yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşın sevgisi yüzünden yer yer olağanüstü nitelikler kazanmış. Bu yüzden halk arasında üretilen birçok fıkra Nasrettin Hoca’ya atfedilmiş. Örneğin Timur’la aynı zaman diliminde yaşamadığı halde, halk Timur’a kafa tutanın olsa olsa Hoca olabileceğini kabul etmiş.
Sivrihisar ilçesi adını üç yanını kuşatan sarp kayalıklardan almış. İlçenin en yüksek noktasındaysa bir saat kulesi var. Beş günde bir kurulan saatin çanı her saat başı çalıp, Sivrihisarlılara zamanı bildiriyor. Kayalıkların dibinde İç Anadolu’nun belki de en büyük kilisesi olan Surp Yerortutyun Ermeni Kilisesi var. Restore edilen yapı şimdi kültür merkezi olarak kullanılıyor. Kilisenin altındaki mahalle de gezip görmeye değer. Bahçeli ahşap evlerle dolu sokaklar zaman tünelinde bir yolculuğa çıkarıyor ziyaretçilerini. Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden biri olan Ulu Cami de Sivrihisar’da. 67 ağaç sütunlu Ulu Cami 1275 yılında inşa edilmiş, özellikle Selçuklu tarzı ahşap minberi ise benzersiz. Caminin çevresindeki çarşı da henüz karakterini kaybetmemiş. En azından yedi yüzyıllık geçmişe sahip Hoşkadem Camisi ve Kurşunlu Camisi de Sivrihisar’da gezilecek yerlerden.
Sivrihisar Gezilecek Yerler Sivrihisar’ın Ballıhisar köyünde de Pessinus antik kentinin kalıntıları bulunuyor. Kalıntılarla köy iç içe. Pessinus, Frigya’nın en önemli ticaret ve dini merkeziydi. Burada büyük saygı gören ve Agdistis olarak adlandırlan Ana Tanrıçaya ait bir tapınak vardı. Tapınakta bulunan ve Kibele’yi simgeleyen bir göktaşı Ana Tanrıça kültüne dönüşmüştü. Neolitik dönemden başlayarak Anadolu’nun en kutsal varlığı olarak kabul edilen Ana Tanrıça’yı Hattiler Vurusemu, Hurriler Hepat, Hititler Kubaba olarak adlandırmıştı. Bin tanrılı Hititler’in en güçlü dönemlerinde bile Anadolu yarımadasında Ana Tanrıça kültü egemenliğini sürdürmüştü. Kubaba, Yunanca’ya Kibele olarak uyarlanmış. Frig yazıtlarında Matar olarak adlandırlan Ana Tanrıça Kibele (Frigçe Kubileya), batı dillerine de Mather ya da Mother olarak girmişti. Friglerin yıkılmasından sonra Orta Anadolu’nun birçok kenti yakılıp yıkıldığı halde Pessinus’a dini bir merkez olduğu için dokunulmamış. Pessinus, kendini ana tanrıçaya adayarak hadım edilmiş rahiplerin de (Galluslar) merkeziydi. Rahiplerin Kibele’nin çıldırtarak hadım ettirdiği Attis gibi erkeklik organları kesilirmiş. Kenti beş Frigyalı ve beş Galat rahiple birlikte bir başrahip yönetiyordu.
MÖ 204 yılında Romalılar, Anibal’ı yenebilmek için göktaşından bir parçayı (Kibele’nin kült heykelini) alıp, Roma’da inşa edilen Magna Mater adlı tanrıçanın tapınağına koymuşlar. MÖ 25 yılında Augustus, Galatia eyaletini kurunca, Roma yönetimine giren Pessinus bu dönemde çok gelişmiş ve birçok anıtsal yapı inşa edilmiş. Kentin içinden geçen yıllar önce kurumuş Gallos Nehrinin yatağı mermerle döşenerek iki yakası heykellerle süslenmiş.
Ballıhisar’dan güneye doğru devam edildiğinde Ertuğrul köyüne ulaşılıyor. Bu köyün yakınlarında Türkiye’nin en büyük sulak alanlarından biri olan Balıkdamı Kuş Cenneti yer alıyor. Balıkdamı, Sakarya nehrinin oluşturduğu taşkın alanlarının günümüze kurutulmadan ulaşmış en önemli örneği. Sulak alan büyük oranda sazlık, mevsimsel gölcükler, sulak çayırlar ve su basar söğüt topluluklarından oluşuyor. Bahar aylarında binlerce göçmen kuşun da konakladığı bölgenin ekosistemi kuşların üremesi için çok uygun, sazlıkta on binden fazla su kuşunun yaşadığı saptanmış.
NASIL GİDİLİR?
Sivrihisar, Ankara İzmir Eskişehir yollarının birleştiği noktada, ilçe merkezi Eskişehir'e 95, Ankara'ya 133 kilometre uzaklıkta. Ankara ve Eskişehir'den kalkan otobüslerle Sivrihisar'a ulaşmak olanaklı. Ankara yönünden gelenler önce Sivrihisar'a 26 kilometre uzaklıktaki Nasrettin Hoca Beldesi'ni gezebilir. Belde anayoldan 4 km içeride. Daha sonra Sivrihisar'ı dolaşıp 10 km güneyindeki Pessinus gezilebilir. Ballıhisar'dan Ahiler yönüne doğru devam edince önce Ertuğrul köyüne, sonra da Sakarya Nehri kıyısındaki Balıkdamı Kuş Cenneti'ne ulaşılıyor.
YAPMADAN DÖNME!
Sivrihisar Ulu Camisi’ni görmeden,
Nasrettin Hoca’nın köyünü dolaşmadan,
Pessinus’u gezmeden
Balıkdamını görmeden, DÖNME!
NE YENİR?
Sivrihisar'a özgü lezzetlerin başında arap aşı, bamya çorbası ve kelem dolması geliyor.
Binbirkilise Gezilecek Yerler
Karaman yakınlarındaki Binbirkilise’deki tarihi kalıntılar sönmüş bir volkan olan Karadağ’ın eteklerinden başlayıp, dağın zirvesine dek yayılmış. Tapınaklarıyla, söylenceleriyle ve özgür atlarıyla ünlü Karadağ’daki kilise kalıntılarının çokluğu nedeniyle yöreye Türkçe’de pek çok ya da sapsız anlamına gelen binbir adı verilmiş. Madenşehir, Yukan Ören ve Değle köylerinde yoğunlaşan kalıntılarının tümü Binbirkilise olarak adlandırılıyor. Hitit döneminde de kutsal bir bölge olduğu bilinen Binbirkilise 4.yüzyıldan sonra önemli bir dini merkez olmuş. Binbirkilise’nin bölgenin Türk egemenliğine girmesinden sonra da terk edildiği sanılıyor.
Karaman-Karapınar yolundan sapıldığında ilk olarak Madenşehir’e ulaşılıyor. Barata antik kentinin üstüne kurulan köyün her köşesi tarihi kalıntılarla kaplı. 7. yüzyılın ikinci yarısında Arap akınlarından kaçan Barata halkının daha korunaklı bir yerde bulunan Değle’ye yerleştiği, 9.yüzyılda da geri döndükleri kabul ediliyor. Baratanın ise kuraklık nedeniyle terk edildiği sanılıyor. Bu çevrede su sorunu hala sürüyor, hala sarnıçlarda toplanan su içiliyor. Köyde çoğu temel seviyesine kadar yıkılmış on kilise kalıntısı var, bunlardan ikisi görülmeye değer; Büyük Kilise ve Çanlı Kilise.
Madenşehir’den Değle’ye giden yol boyunca da tarihi kalıntılar görülüyor. Üçkuyu köyünün Değle Mahallesinde on ikiden fazla manastır kalıntının oluşu burasının geçmişte bir manastır kenti olduğunu gösteriyor. En parlak dönemini 850-950 yılları arasında yaşadığı sanılan Değle’de eski yerleşimle, modern köy yerleşimi iç içe. Hatta bazı Bizans yapıları konut ya da ahır olarak kullanılıyor.
Değle’den Karadağ’ın zirvesindeki Mahalaç Tepesine (2283 metre) ulaşmak olanaklı. Hitit döneminden bu yana kutsal bir yer olduğu bilinen bu tepeye Bizans döneminde Başmelek Mikhail adında bir manastır inşa edilmiş. Mahalaç adının da Mikhail’den geldiğini sanılıyor. Manastırn doğusundaki bir kayalığın üzerinde Hitit Kralı Harpatus’un adının geçtiği Göğün Fırtına Tanrısına ve Tanrısal Büyük Dağa (Karadağ) adanmış hiyeroglif bir yazıt var.
Binbirkilise Gezilecek Yerler Karadağ’ın zirvesine yakın yerlerde yılkı atlan yaşıyor. Başıboş dolaşan atların sayısının 500 kadar olduğu sanılıyor. Atların buraya nereden geldiği tartışmalı, kimine göre eskiden beri burada yaşıyor, kimine göre de traktörle tanışan köylülerin terk ettiği atlar zamanla yabanileşmiş.
Mevlana ve Yunus Emre gibi Anadolu’yu aydınlatan bilgelerin de yaşadığı Karaman’daki Surp Asvadzadzin Ermeni Kilisesi de oldukça sağlam durumda. Karaman Kalesi, Karaman Müzesi, Hatuniye Medresesi, Mevlana’nın anne ve babasının mezarlarının bulunduğu Aktekke Camisi ve Yunus Emre’nin türbesinin de bulunduğu Yunus Emre Camisi kentteki görülmeye değer yapılar.
NASIL GİDİLİR?
Karaman İstanbul'a 772 km, Ankara'ya 363 km ve İzmir'e 653 km uzaklıkta. Karaman'a İstanbul ve Ankara'dan trenle de ulaşmak olanaklı. En yakın havaalanı 105 km uzaklıktaki Konya'da.
Binbirkilise ve Karadağ'ı dolaşabilmek için özel araç şart. Binbirkilise'ye gitmek için Karaman-Karapınar yolunun 27,km’sindeki Dinek köyünden Madenşehir yoluna sapılır. Yaklaşık 10 km sonra Madenşehir'e ulaşılıyor. Madenşehir'den 7 km sonra Değle’ye varılıyor.
YAPMADAN DÖNME!
Yunus Emre Türbesi'ni görmeden,
Değle ve Madenşehir'i gezmeden,
Karadağ'daki yılkı atlarını görmeden,
Karaman Müzesi'ni gezmeden, DÖNME!
NE YENİR?
Karaman'ın çok zengin bir mutfak kültürü var. Toyga Çorbası, ilisıra Dolması, Calla, Bidik Böreği ve Guymak Tatlısı Karaman'a özgü lezzetlerden.
Ankarada Gezilecek Yerler
Cumhuriyetimizin başkentidir Ankara ve ülkemizin gezilecek yerler listesinin ilk sırasındadır.. Asırlardır bütün ticaret noktalarının kesiştiği yer olarak tarihte Yerini alan Ankara kurtuluş savaşı ile birlikte önemini dahada çok arttırmıştır. Ankara`nın tarihi ve turistik yerlerini anlatırken Türkiye Cumhuriyeti`nin kurucusu Atatürk `ün kabrini bulunduğu Anıtkabir`den başlayabiliriz. Anıtkabir Ankara Anıttepe`dedir. Ayrıca İsmet İnönü`nün kabride Anıtkabir`de bulunmaktadır. Ankara kalesi yapım tarihi bilinmeyen Ankara`nın eski tarihi ve turistik yapılarındandır. Kentimiz`in bir simgesidir. Yüksek bir tepeden Ankara`ya adeta kuşkışı bakmaktadır. Ankara`daki diğer kalelerden biraz bahsedecek olursak Çankırı yolu üzerinde Kalecik Kalesi, Ankara çayı üzerinde AK Köprü, çok eski bir tarihe sahip olan Karaca Bey Hamamı ve ulusta bulunan Roma Hamamı da turistlerin ilgi odağıdır.
Ankara, camileri ile de tarihi bir geçmişe sahiptir. Bu camiler arasında ulusta Hacı Bayram Veli Camii en önemli camilerimizdendir. Sonra sıra ile Alaaddin Camii, Ahi Yakup Camii, Ağaç Ayak Camii ve gerçekten büyüklüğü ve özenle yapılmış mimari özellikleri ile Kocatepe Camii yer almaktadır.
Türkiye gezilecek yerler: Ankara da tarihi yerlerin yanı sıra köklü geçmişe sahip güzel yerleride vardır. Bunların başında Atatürk ün kurmuş olduğu Atatürk Orman Çiftliği vardır. Atatürk Orman Çiftliği turistler ve Ankara yı ziyaret edenlerin zevk alarak gezdikleri bir mekandır. Ankara nın diğer bir gezilecek mekanıda şehre görünümü ile ayrı bir güzellik katan Atakule dir. Diğer bir gezilecek yeride altı yüz kırk bin metre karelik bir alana sahip olan Altınpark tır. Altınpark bilim merkezi, lokantaları, spor alanları, fuar merkezi ve mesire alanları ile şehre güzel hizmetler vermektedir. Ayrıca Ankara da keyifli dakikalar geçirmek istiyorsanız Gençlik Parkına da mutlaka uğramalısınız. Luna parkı ile, yaz aylarında konserleri ile, restoran ve havuzları ile gidenlere çok keyifli zaman geçirme imkanı sağlamaktadır.
Yeni düzenlemeleri ile çevre yolundan şehre girerken göz zevkimize hitap eden ve güzel bir mesire alanı olan Mavi Göl gerçekten de mas mavi ve tertemiz bir alanda hizmet vermektedir. Günübirlik gezilecek yerler deyince Gölbaşındaki Mogan Gölü nüde unutmamak lazım. Diğer mesire yerlerine de kısaca değinmeden geçmeyelim. Harikalar Diyarı, Göksu parkı, Ahlatlıbel mesire alnı gibi. Şehrin meşhur yerlerinden bir kültür mirasımız olan Beypazarı da Ankara ya ayrı bir önem katmaktadır. Organik ürünleri, ünlü Beypazarı Kuruları ve tarihi Osmanlı Evleri ile tam bir gezme yeridir.
Ankara da aynı zamanda şifalı sularda bir hayli önem taşımaktadır. Kızılca Hamam Kaplıcaları, Ayaş Kaplıcaları, Haymana Kaplıcaları tam bir dinlenme ve şifa yerleridir. Ankara son yıllarda hızlıca büyüyen alışveriş merkezleri ile de şehre hem ekonomik olarak hem sosyal olarak hizmet vermektedir. Acity, Optimum, Armada, Ankamall, Forum Ankara, Anteres gezilmeye değer yerlerdendir. Ankara ya yolunuz düşerse Kızılay a uğramadan gitmeyin. Keçiören deki teleferiğe de binmenizi tavsiye ederim.
Ihlara Vadisi Gezilecek Yerler
Yabancı bir gezginin Anadolu’nun en vahşi romantik köşesi olarak betimlediği Ihlara Vadisi Aksaray’ın 25 km güneydoğusunda yer alıyor. Bu baş döndürücü güzellikteki vadi bir zamanlar dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş keşişlerin mekânıydı.
Volkanik bir dağ olan Haşan Dağı’nın püskürmesine neden olan tektonik hareketler ve lavlar Ihlara Vadisi’nin oluşmasını sağlamış. Çökme sonucu oluşan kanyonun tabanında Melendiz Çayı oymuş ve böylece kanyonun derinliği yer yer 150-200 metreye ulaşmış. Ihlara (Peristıema) Vadisi, Ihlara ve Selime köyleri arasında kuzeybatı-güneydoğu ekseninde 14 km boyunca uzanıyor. Geçmişte Peristrema olarak adlandırılan vadi şimdi güneydoğu ucundaki Ihlara kasabasının adıyla anılıyor. Peristrema Yunancada her yanı kıvrımlı anlamına geliyor, Melendiz Çayı vadiyi boydan boya geçip 26 kıvrım çizerek akıyor, Peristrema adı da buradan geliyor. Ihlara ise Yunancada ılık anlamına geliyor. Ihlara’nın devamındaki Ilısu’da da termal kaynaklar ve kayalara oyulmuş yerleşimler var.
İhlara Vadisi’nde Bizans dönemine tarihlenen kayalara oyulmuş ve duvarları resimlerle süslü yüzden fazla kilise ve manastırla, on bine yakın kaya oyuğu var. Ancak bu kilise ve manastırlardan 15 kadarı gezilebiliyor. İhlara Vadisi’ni tam manasıyla gezebilmek içinse birkaç gün gerekiyor.
İhlara Vadisindeki kiliseler vadiyi boydan boya yürüyerek gezileceği gibi, arabayla birkaç noktaya vadiye giriş yapılarak gezilebiliyor. Vadiye ilk giriş Ihlara Kasabası’nın içindeki müze kapısından yapılıyor. Vadi en güzel şekilde buradan seyrediliyor. Adeta bıçak gibi kesilmiş kaya duvarları, aşağıda gürül gürül akan Melendiz, köylülerin ekip biçtiği tarlalar ve şimdi bile ulaşılması güç noktalara oyulmuş kiliseler insanı hayretler içinde bırakıyor.
382 basamaklı merdivenle kanyonun içine iniliyor. Merdivenlerin bittiği yerde Ağaçaltı Kilisesi yer alıyor. Kilise, girişinde bulunan Danyal peygamberi iki aslan arasında betimleyen bir resim nedeniyle Daniel Pantanossa Kilisesi olarak da anılıyor. Dökülen fresklerin altından çıkan geometrik bezemelerden kilisenin ilk olarak ikonakıncı dönemde süslendiği anlaşılıyor. Daha sonra Ihlara tarzı fresklerle süslenmiş. Bu vadideki kiliseleri süsleyen ressamlar kendi tarzlarını da yaratmış. Ihlara tarzı olarak bilinen ve yalnızca burada görülen resim tarzında birbirine yakın sahneler, bağımsız gruplar halinde çerçevelenmiş. Ihlara tarzının, diğer resim tarzlarından en belirgin farkı renklerinin canlı, figürlerinin ayrıntılı ve hareketli olması.
Ihlara Vadisi Gezilecek Yerler
Vadinin diğer yakasına tahta köprülerle geçiliyor. İlk köprünün önünde kiliselerin yerini gösteren bir tabela da var. Patika yollarla kiliselerin yanına kadar gidilebiliyor. Sümbüllü, Yılanlı ve Karagedik Kilisesi vadinin bir tarafında, Pürenliseki ve Kokar Kilise diğer tarafında yer alıyor. Vadinin içinden Belisırma yönüne doğru 300 metre kadar ikilendiğinde Sümbüllü Manastırına ulaşılıyor. İki katlı manastırın dış cephesi de oyulmuş. Manastırın ana kilisesi giriş katında. Ana kilisenin freskleri arasında Selçuklu Sultam 2. Mesud’un portresi de var. Bu resim bölgeye Türkler hakim olduktan sonra da İhlara Vadisindeki manastırların faaliyetini sürdürdüğünün kanıtı olarak görülüyor.
Sümbüllü Manastır’nın karşısındaki yamaçta da Yılanlı Kilise bulunuyor. Kadınlar manastın olduğu sanılan kilise adım batı duvarındaki yılanların saldırısına uğramış dört çıplak günahkar kadının resmedildiği bir freskten almış. Kilisenin İhlara tarzında yapılmış freskleri 11. yüzyılın başına tarihleniyor. Kilisedeki son akşam yemeği sahnesinde şeytanın da yer alması ressamın apokrif (doğruluğu kilise tarafından kabul edilmeyen) İncil’lerin etkisinde kalmasına bağlanıyor. Böyle resimlere Kapadokya’da sıkça rastlanıyor. İncil’de çok fazla söz edilmeyen İsa’nın çocukluğuna sahneler apokrif İncillere dayandırılarak anlatılmış.
Tekrar köprünün başına gelip vadinin İhlara kasabası yönüne doğru ilerlendiğinde Ihlara tarzı fresklerle süslü Pürenli Seki ve Kokar Kilise’ye ulaşılıyor. Bu civarda Karanlık Kale Manastırı gibi başka kiliseler de var, ancak bir tabelası yok bunların, binlerce kaya oyuğunun bulunduğu vadide tarifle yol bulmanın olanağı da yok.
Aslında vadinin içinden yürüyerek de Belisırma’ya gidilebiliyor ama bu çok uzun sürüyor. Üstelik Melendiz bahar ve kış aylarında patika yollan kaplayıp geçit vermeyebiliyor, o yüzden geri dönüp arabayla Belisırma’ya gitmek en mantıklısı.
Araç yoluyla Belisırma’ya doğru inerken karşınıza bir tabela çıkıyor; Direkli Kilise. Burası kayalara oyulmuş iki katlı ve on iki odalı bir manastır. Kilise oyulurken içinde büyük sütunlar yapıldığı için Direkli Kilise denilmiş. Direkli Kilise’nin 50 metre ilerisinde Bahattin Samanlığı Kilisesi yer alıyor. Bu kilisenin 10. yüzyıla tarihlenen 15 fresklerinde İsa’nın yaşamı Ihlara tarzında yapılmış fresklerle anlatılıyor.
Tekrar anayola dönüp vadiye inildiğinde Belisırma köyüne giriliyor. Vadinin tam merkezinde yer alan Belisırma köyü el değmemiş dokusuyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Melendiz çap üzerindeki köprüden karşıya geçip köyün üstündeki tepeye tırmandığınızda Ala Kilisenin bulunduğu yamaca geliniyor. İhlara Vadisi’nin en geniş ve büyük kilisesi olan Ala Kilise de bir manastır kilisesi. Kilisenin yanında bir bezirhane var, içinde taş mengene, havuz, fırın ve büyük bir ahşap pres de görülüyor.
Belisırma yakınlarında iki önemli kilise daha var. Bunlardan ilki Ihlara Vadisi’nin en yüksek noktasına inşa edilmiş Kırkdamaltı Kilisesi. Kilisedeki bir yazıtta Bizans İmparatoru 2. Andronikos Paleologos ve Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddin Mesud’un adlan görülüyor, bu yüzden 1283-98 yılları arasında resimlendiği anlaşılıyor. Kilisenin bağışçısı Amirarzes Basileos kansı Thamar ile birlikte, kilisenin maketini yapının adandığı Aziz Georgios’a sunarken resmedilmiş. Karagedik Kilisesi ise kayalara oyulmuş onlarca kilisenin bulunduğu Ihlara Vadisi’ndeki tek duvar kilisesi. Belisırma’yla Yaprakhisar arasındaki Ziga kaplıcaları da bölgenin cazibe merkezlerinden biri. Yaprakhisar ve Selime’de de birkaç kilise kalıntısıyla, peribacalan görülüyor. Hatta Selime’de Kapadokya’nın en büyük manastırlanndan biri olan ve Selime Kalesi olarak bilinen 28 odalı manastır da bulunuyor. Manastırın önündeki mezarlıkta Selçuklu yapısı olduğu bilinen Selime Hatun türbesi var.
NASIL GİDİLİR
Ihlara'ya gitmek için önce 45 km uzaklıktaki Aksaray'a ulaşmak gerek. Aksaray; Ankara'ya 225 km, İstanbul'a 674 km, İzmir'e 693 km uzaklıkta. Aksaray lhlara arasında sürekli minibüsler çalışıyor. En yakın havaalanı ise Nevşehir'de.
YAPMADAN DÖNME!
Vadideki kilise ve manastırları gezmeden,
Melendiz Çayindan tutulan balıklardan yemeden,
Belisırma köyünü gezmeden,
Selime'deki peribacalarını görmeden, DÖNME!
NE YENİR?
Yörede daha çok tahıla dayalı yemekler öne çıkıyor. Bamya çorbası, çiğleme ve çullama yöreye özgü yemekler arasında. Belisırma'daki çayının kıyısındaki lokantalarda Melendiz Çayından tutulmuş balıklardan da yeme şansınız var.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)







