New York gezilecek yerleri Amerikanın gözde şehrinin gezilecek yerlerini tek bir yazıya sığdıramadım ve ikincisine de başlamaya karar verdim. Eminim bu yazıda bile New York'un yarısını bile anlatamam. New York'un tadına bir kez varanlar, ne demek istediğimi iyi anlarlar. New York neresine bakarsanız bakın, büyüleyicidir. Ünlü New York şarkısıyla da kendisine aşık eder bu büyük şehir. Global başkent New York'un kısa kısa bütün meşhur yerlerini anlatmaya çalışacağım, atladığım bir yer olursa şimdiden özür dilerim.
Öncelikle New York'un beş bölgeden oluştuğunu belirtiyim. Brooklyn, Manhattan, Queens, Bronx, Staten island şeklinde ayrılmaktadır. Bu bölgeler dışardan gelenler için çok akıl karıştırıcıdır ki benim de aklım oldukça karışıyor. Kısaca bahsedeyim, öncelikle Manhattan şehrin merkezidir. Bütün güzellikler burada toplanmıştır ve kendi başına bir adadır. Doğu nehri ile ayrılan Brooklyn ve Queens bölgeleri Long island adasının batı ucunu oluşturmaktadır. Harlem nehri ise Manhattan ve Bronx bölgelerini birbirinden ayırmaktadır. Bronx ve Manhattan arasında harlem nehrinin üzerindeki köprülerle ulaşım sağlanmaktadır. Manhattan'ın doğrudan bağlantısı olmadığı tek bölge Staten adasıdır. Staten island, Brooklyn'e Verrezano asma köprüsü ile bağlanmaktadır.
Manhattan adası 1626 yılında yerlilerden satın alınmıştır. Bugünkü parayla bin dolara satın alınmış kos koca ada şimdi dünyanın en büyük merkezidir. Burası bir çok isim değiştirmiştir. New amsterdam, buranın eski ismidir. Şehrin her yeri büyüleyici binalar, dev ekranlarla kaplı. Manhattan üç kısma ayrılıyor. Adanın tamamı filmlerden aşina olduğumuz devasal gökdelenlerle kaplı. Sokaklarda yürürken başınızı kaldırdığınız her yerde gökdelenleri görebiliyorsunuz. Harika bir yapısı var şehrin, bütün sokaklar birbirini dik olarak kesiyor harika bir şekilde yerleşim gerçekleştirilmiş. Burada bir adres sorsanız üç blog ileride gibi bir cevap alıyorsunuz ya da 5. cadde ile 8. sokağın kesiştiği yer gibi alışık olmadığımız bir anlatım var. Caddeler güneyden kuzeye, sokaklar batıdan doğuya uzanıyor bu şekilde de aklınıza kazıyabilirsiniz. 830km2 lik bir yer de 8 milyondan fazla nüfus yaşıyor. Kentte 170 ayrı dil konuşuluyor ve burayı yılda 40 milyon turist ziyaret ediyorlarmış.
Turistlerinde bizimde en çok merak ettiğimiz bir nokta, New York'un bilindik simgesi ve en ünlü yeri Özgürlük heykelini anlatacağız. Özgürlük heykeline doğru yola çıkarken sokak sanatçılarına ve tuhaf müzisyenlere rastlıyoruz. Manhattanın güney ucundaki batari parkından vapurlarla özgürlük adasına gidebiliyorsunuz. Epey bir bilet kuyruğunda bekledikten sonra vapura binerek adaya doğru yola çıkabilirsiniz. Giderken de vapur keyfi yapmış oluyorsunuz. Daha hiç bir yeri anlatmadan yazı oldukça uzadı, özgürlük anıtını anlattıktan sonra yazımı bitireceğim, artık diğer yerleri üçüncü yazımda anlatırım diyorum.
Özgürlük anıtına doğru giderken meşhur manhattan sülietini izleyebiliyorsunuz. Özgürlük adasına yaklaştıkça anıtın harika görüntüsünü izlemeye başlıyoruz. Burada nereye baksak harika görünüyor. Uzaktan çokta büyük görünen heykel yanına yaklaştıkça daha da ihtişamlı bir hal alıyor. Bin bir hayalle fırsatlar şehrine gelenlerin ilk gördüğü yer burasıymış. Elindeki meşale ile umutları ateşleyen özgürlük anıtı dünyanın en çok tanınan sembolüdür. Özgürlük heykeliyle ilgili bilinmeyen bir kaç şey anlatağım, heykel aslen pariste yapılmış Fransızlar tarafından hediye edilmiştir. Amerikaya kutular içerisinde parça parça olarak getirilmiştir.
 |
| Amerika |
Manhattan adası 1626 yılında yerlilerden satın alınmıştır. Bugünkü parayla bin dolara satın alınmış kos koca ada şimdi dünyanın en büyük merkezidir. Burası bir çok isim değiştirmiştir. New amsterdam, buranın eski ismidir. Şehrin her yeri büyüleyici binalar, dev ekranlarla kaplı. Manhattan üç kısma ayrılıyor. Adanın tamamı filmlerden aşina olduğumuz devasal gökdelenlerle kaplı. Sokaklarda yürürken başınızı kaldırdığınız her yerde gökdelenleri görebiliyorsunuz. Harika bir yapısı var şehrin, bütün sokaklar birbirini dik olarak kesiyor harika bir şekilde yerleşim gerçekleştirilmiş. Burada bir adres sorsanız üç blog ileride gibi bir cevap alıyorsunuz ya da 5. cadde ile 8. sokağın kesiştiği yer gibi alışık olmadığımız bir anlatım var. Caddeler güneyden kuzeye, sokaklar batıdan doğuya uzanıyor bu şekilde de aklınıza kazıyabilirsiniz. 830km2 lik bir yer de 8 milyondan fazla nüfus yaşıyor. Kentte 170 ayrı dil konuşuluyor ve burayı yılda 40 milyon turist ziyaret ediyorlarmış.
Turistlerinde bizimde en çok merak ettiğimiz bir nokta, New York'un bilindik simgesi ve en ünlü yeri Özgürlük heykelini anlatacağız. Özgürlük heykeline doğru yola çıkarken sokak sanatçılarına ve tuhaf müzisyenlere rastlıyoruz. Manhattanın güney ucundaki batari parkından vapurlarla özgürlük adasına gidebiliyorsunuz. Epey bir bilet kuyruğunda bekledikten sonra vapura binerek adaya doğru yola çıkabilirsiniz. Giderken de vapur keyfi yapmış oluyorsunuz. Daha hiç bir yeri anlatmadan yazı oldukça uzadı, özgürlük anıtını anlattıktan sonra yazımı bitireceğim, artık diğer yerleri üçüncü yazımda anlatırım diyorum.
Özgürlük anıtına doğru giderken meşhur manhattan sülietini izleyebiliyorsunuz. Özgürlük adasına yaklaştıkça anıtın harika görüntüsünü izlemeye başlıyoruz. Burada nereye baksak harika görünüyor. Uzaktan çokta büyük görünen heykel yanına yaklaştıkça daha da ihtişamlı bir hal alıyor. Bin bir hayalle fırsatlar şehrine gelenlerin ilk gördüğü yer burasıymış. Elindeki meşale ile umutları ateşleyen özgürlük anıtı dünyanın en çok tanınan sembolüdür. Özgürlük heykeliyle ilgili bilinmeyen bir kaç şey anlatağım, heykel aslen pariste yapılmış Fransızlar tarafından hediye edilmiştir. Amerikaya kutular içerisinde parça parça olarak getirilmiştir.
